Trump ile İyi Geçinme Yarışındaki Liderler
Liderler, Trump ile sağlam bir ilişki kurabilmek için onun egosunu okşayan ve özenle seçilmiş sözler söyleme yarışına girmiş durumda. Ancak bu taktik, her zaman istenilen sonucu vermiyor. Trump, övgülerden hoşlanıyor gibi görünse de istenenleri elde etmek pek kolay değil.
Övgü Stratejisinin Gücü
Trump’ın tahmin edilemezliği ve kararlarını rastlantısal olarak alması, liderleri olağandışı bir diplomasi dili kullanmaya yönlendiriyor. Övgü, Trump ile ilişkilerde sadece yüzeysel bir jest değil, genellikle güvenlik ya da ticaret girişiminin anahtarı olabiliyor. Dünya liderleri, geleneksel diplomasinin yerine Trump’ın kişisel tercihlerine göre şekillenen “duygusal müzakerelere” uyum sağlamak zorunda olduklarının farkında. Bu nedenle Trump’ı memnun etmek, artık stratejik bir adım haline geldi.
Sonuçlar Hayal Kırıklığı Yarattı
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Oval Ofis ziyaretinde Trump’ın barışçıl lider imajını güçlendirmeye odaklandı. Ancak bu çabaları, Ukrayna’ya yardım yapılmasının durdurulmasıyla artık hayal kırıklığına neden olmuş durumda. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise Trump’ın iç politika meselelerine odaklandı ve destek aradı. Ancak beklentiler karşılanamadı. Kanada Başbakanı Mark Carney de benzer bir deneyim yaşadı ve yeni gümrük tarifelerinin önüne geçemedi.
Trump ile ilişkilerde bazen sıra dışı olaylar yaşandı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Trump’ın İsrail ve İran yorumlarına esprili bir şekilde yanıt verdi ve ilişkilerini sürdürdü.
Oval Ofis: Zorlu Bir Ortam
Oval Ofis, Trump ile anlaşamayan liderler için bir sınav alanına dönüşmüş durumda. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, askeri yardım talebiyle gittiği Beyaz Saray’da sorunlar yaşadı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Trump’la uyum sağlayamadı ve Oval Ofis, bir kriz noktası haline geldi.